29 Aralık 2008 Pazartesi

Pclabs özgür yazılımlara kapı açtı

Bilgisiyarlara meraklı birisi olarak bu konudaki belli başlı forumları takip ediyorum, zamanla bazı forumlara ya üyelerin ya da adminlerin olgun olmayan tavırları görmezden gelindiği için üyeliğim pek uzun sürmüyor. Bunlardan en uzunu herhalde beş yılını dolduran Pclabs üyeliğim. Burası sadece bir forum değil aynı zamanda teknoloji incelemeleri ve haberlerinin bulunduğu bir portal.

Genelde Windows kullanıcılarının ağırlıklı olduğu sitenin bazı adminleri ve benim gibi bir avuç üyesi Linux dağıtımları ile ilgili. Sonunda da Pclabs "Ücretsiz temel ve yararlı yazılımlar" başlıklı yeni bir inceleme başlatmış ve bu yazılımların üyelerden gelecek incelemeler ve eleştiriler doğrultusunda sitede ayrı bir bölüm olarak açılmasının ve genişletilmesinin düşünüldüğü belirtilmiş.

Bildiğiniz gibi özgür yazılımları kullanmak için Linux kullanmak zorunda değiliz, Windows kullanıcıları da pek çok özgür yazılımı kullanabiliyor, ama maalesef çok az bir kesim bunu biliyor veya bilse bile kullandığı özgür yazılımı sadece "ücretsiz" olarak tanımlıyor ve gogılda bir yazılım ararken "açık kaynak" veya "GPL Lisanslı" yerine "bedava-ücretsiz" kelimeleri ile arama yapıyor. Sonuçta özgür yazılımlar genelde Linux ile ilgili forum ve sitelerde tanıtıldığından Windows kullanıcılarının dikkatinden hep kaçıyor. (Bunun nedeni bence Bilgisayar-Magazin dergileri ya neyse başka bir konu)

Sonuçta hangi platformu tercih ederseniz edin platformdan bağımsız olan özgür yazılımların tanıtılması ve "özgür yazılım" fikrinin Windows kullanıcıları tarafından da benimsenmesi için Pclabs'ın başlattığı bu girişimin tüm özgür yazılım kullanıcıları tarafından sahiplenmesi gerekir diye düşünüyorum. Windows kullanmıyor dahi olsanız bu yazılımlar için kısa inceleme ve ekran görüntüleri gönderebilirsiniz, belki kısa bir video çekersiniz, kim bilir belki bunları okuyan birileri bu yazılımı tercih etmekle kalmaz görüntülerden etkilenip Linux kullanmaya da başlayıverir.

23 Aralık 2008 Salı

if Kararlılık < Hız: Hız = 0

Dün geceyi yakın bir arkadaşımın geçirdiği ağır bir trafik kazası nedeniyle bir hastanenin acil servisinde ve yoğun bakım ünitesinde geçirdim ve başımdan geçen bir olay kararlı yazılımların sağlık sektöründe ne kadar önemli olduğunun bir örneği. Ameliyata alınan hastamızın kan ihtiyacı için hastanenin kan bankasına gittiğimde bir süre test ve kayıt işlemleri için bekledim, bu sırada bütün kayıt ve evrak işlemlerinin elle yapıldığını ve odada 3 tane bilgisayar olduğunu görünce "neden bu işlemleri bilgisayarda yapmıyorsunuz? daha hızlı olmaz mı?" diye sordum. Gelen cevap beni geçen yıl yaptığım Pardus ve Mizah konulu birkaç çalışmadan bir tanesini hatırlattı, görevli "sistem sık sık çöktüğü için işlemleri eski usül yapıyoruz, sistem düzelince de bilgisayara giriyoruz." dedi.

Sistemlerin sık sık çökmesine bizi alıştıranlara, bu durumu artık normal kabul etmemizi sağlayanlara ne kadar övgü yağdırsam azdır. Çok şükür ki geçen yıl yaptığım çalışma sadece bir Photoshop çalışmasıydı ve umarım hep bir mizah ürünü olarak kalır.

19 Aralık 2008 Cuma

Windows'unuzda herşey yolunda görünüyorsa virüs olabilir!

Milliyet gazetesinin "Bilgisayarınız temiz mi?" başlıklı bir resimli haberinde Windows'da ne gibi anormallikler olduğunda virüslerden şüphelenilmesi gerektiği sıralanmış, ama haberin son karesi beni kırdı geçirdi zira şöyle başlıyor "Son olarak, her şey normalmiş gibi görünebilir...."

Yahu bu ne demek şimdi, nedir bu Windows kullanıcılarının çaresizliği böyle, allah yardım etsin :D

İşletim sistemi anketleri

Bu konuda küçük bir gogıllama yaptım, Türkçe siteleri seçtim, 100 oyun altındaki anketleri almadım ve belli bir işletim sistemine özel sitelerin anketlerini göz ardı ettim, özet şu;

www.memurlar.net : 2006 Yılında yapılmış bir anket 397 oy kullanılmış, Linux %4.3
www.chip.com.tr : Mart 2008 anketi, 5780 oy, Linux %5
http://teknolojihaber.blogcu.com/ : Tarih belli değil, 12bin oy!, Linux %2,6 (Pardus, Ubuntu vs. diye ayrılmış ben birlikte hesapladım)
www.garaj.org : Şubat 2008, 939 oy, Linux %4
http://tvcapture.eu/ : Mayıs 2007, 162 oy, Linux %4
http://yahoyt.com : Kasım 2008, 2063 oy, Linux %12
www.hardwaremania.com : Şubat 2008, 255 oy, Linux %5 (Toparladım)

Ortalama Linux %5 çıkıyor.

17 Aralık 2008 Çarşamba

Arch'a merhaba

Linux ile tanışmamın üzerinden 2 yıl geçmiş, 2 yıldır gerçekten çok eğleniyorum öyle ki diğer hobilerimi bir kenara ittim bilgisayarın başından kalkamıyorum artık, bu iyi değil biliyorum ama elim dursa beynim durmuyor, özgür yazılım dünyası harika.

2 Yıldır evimde sürekli ve sadece Pardus kullandım ama arada diğer dağıtımlardan bazılarına da Live CD'lerden bir baktım, genelde masaüstü dağıtımlarıyla haşır neşir olduysam da Endian, SME Server gibi sunucu dağıtımlarıyla ve PING, Gparted Live gibi özel dağıtımlarda da az çok tecrübe edindim.

Öyle haftada bir farklı bir dağıtımı kurup sağına soluna bakıp kaldıran birisi değilim anlayacağınız, kurdum mu adam akıllı kullanmak istiyorum. Bir süredir Pardus dışında ciddi olarak kullanacağım bir dağıtım beğenmeye çalışıyorum. Bana Linux'u tanıştıran ve öğreten Pardus'un yeri bir başka olsa da Pardus'u Debian gibi bir afetle aldatmıştım bir ara :) Onun için önce Debian üzerinde durdum, sonra Sabayon, sonra Gentoo.

Önce Gentoo'yu eledim, çok isterdim ama ayıracak zamanım yok, Gentoo'nun zengin işi olduğuna karar verdim. Sabayon'u pek kullanıcısı olmadığı için eledim, zaten Gentoo tabanlı olmasından dolayı öyle bir aklımdan geçmişti. Debian'a sözüm yok, aslında son ana kadar Debian düşünüyordum. Ubuntu, Fedora gibi dağıtımların bana çok şey kazandıramayacağını düşündüğümden hiç ilgilenmedim, anlayacağınız üzere biraz burnum sürtülsün istiyorum :)

Arch'ı distrowatch'dan tanıyordum, aslında tam istediğim gibi ama kullanıcısı az, takıldığım konularda destek kolay bulabilir miyim? diye bir soru işareti vardı aklımda, geçen gün işyerinde boş kalınca Arch Wiki'ye bir bakayım dedim... O gün akşam evde Arch kurulmuştu, kurulumu bile çok zevkliydi bütün ayarları bana bıraktı, paket yöneticisi pacman da hoşuma gitti. LKD depo yansısı olmasına çok sevindim. Gerçekten sözde değil özde basit ve hafif. Yani Debian düşünürken birden Arch kullanır oldum.

Arch'ı eski parçalardan toparladığım bir PIII makinaya kurdum, monitörü kasası falan yok, ssh'den kullanacağım, evde sunucu işleri için optimize etmeyi düşünüyorum, zamanım olursa 2.masaüstü sistemim de Arch olur belki.

Listemiz'de varmış bu arada ; http://liste.archlinuxtr.org/mailman/listinfo/archlinux

4 Aralık 2008 Perşembe

Hayallerin ötesine geçen bir yer

İlk kurulduğunda nüfusu çok azdı, arada birkaç kişinin uğrayıp bir şeyler karaladığı bir postahanesi ve birkaç kitapçının olduğu, hemen hemen hiç kimsenin varlığından haberi olmadığı bir yerdi, çünkü çok uzaktı, ulaşım neredeyse imkansız. Orada zaman yavaşlamış gibi akardı, her şey sakin ve acelesi yokmuş gibi görünürdü. 70 ve 80'li yıllar böyle geçti.

Benim ilk defa uzaktan gördüğüm 1996 yılında artık ulaşım daha da kolaylaşmıştı, nüfusu epey artmış olsa da sükunetinden pek bir şey kaybetmemişti, ne de olsa hala nüfusunun ezici çoğunluğu akademik geçmişi veya geleceği olan kişilerdi. Zaten görmeme vesile olan kişi de bir doktordu.

Oraya ilk gidişim 1999 yılıydı. Üç yıl öncesine göre ne kadar hızlı büyümüş olduğunu görünce hayret ettim. O günlerde hala çok popüler bir yer olmasa da artık benim gibi sıradan insanlar da üç yıl öncesine göre daha rahat gidip gelebiliyordu. Belki de bu nedenle yavaş yavaş gazete ve televizyonlarda görünmeye başlamıştı, adı duyulmuş bir yer olmak üzereydi.

Garip bir çekiciliği vardı, her ne kadar dışarıdan bakıldığında soğuk ve yalnızlık duygusu veren bir havası olsa da oradaki insanlarla sınırsızca iletişime geçebilme düşüncesi bile farklı bir heyecana neden oluyordu, çünkü dünyanın her yerinden her kültür ve düşünceden insanla bir aradaydınız.

Aradan geçen 9 yılın sonunda bugün baktığımda artık dünyada adını duymamış neredeyse hiç kimsenin kalmadığını görüyorum, internet denilen bu yerde şu anda kaç milyar kişinin olduğunu bilmek imkansız. Artık o eski hantallığı ve sükuneti de yok haliyle, nereye baksanız yüz binlerce ürünün satıldığı her an binlerce kişinin gezdiği uçsuz bucaksız alışveriş merkezleri, dolup taşan bin bir çeşit eğlence mekanları, her köşe başında binlerce müşterisiyle banka şubeleri, akla hayale gelmedik her tür konunun özgürce tartışıldığı forum salonları, 365 gün 24 saat cıvıl cıvıl caddeler sokaklar, herkesin neredeyse kendi yayınladığı gazetesi, televizyonu ve radyosu, aklınıza gelebilecek her konu ile ilgili ürünleri anında size buluveren gogıllar, tüm bu yerlere anında ışınlanmanızı sağlayan fareler, klavyeler vs.vs.vs.

Aslında bunda şaşıracak bir şey yok çünkü insanoğlu hep yaptığı gibi yine hayallerinin ötesinde bir şey ortaya çıkardı, bu defa dünya içinde bir dünya kurdu. Ancak yine hep yaptığı gibi ortaya çıkardığı şeyi nasıl kontrol edeceğini ve oraya nasıl davranacağını bilmiyor.

Benim internete bakışım bu, Linux gezegenine düşen bir yazıya yaptığım yorumdan sonra bunu paylaşmak istedim.