Pardus Kurumsal 2 yayınlandı ve yarın (23 Şubat 2011) tanıtımının yapılacağını öğrendik. Kurumsal sürüm hakkında 3 yıllık destek sağlanacağı ve kararlı paketlerden oluşturulan bir dağıtım olduğundan fazla bir bilgi yok. Pardus ekibinin uzaktan yönetim için bazı teknolojiler geliştirdiği gibi bazı bilgileri de projeyi yakından takip edenler az çok biliyor.
Ben RC sürümünden bugüne iş yerindeki bilgisayarımda kullanıyorum. Klasik ofis işleri dışında afiş vb. ihtiyaçlar için amatör grafik işleri de çıkarıyorum. Yaşadığım birkaç önemli hata nedeniyle hala RC sürüm kullanıyormuşum gibi hissetsem de bunların dışında oldukça rahatım. Özellikle LibreOffice hesap tablosundaki yazdırma hatası tam bir nazar boncuğu olmuş durumda.
İş donanımlara gelince bir Linux dağıtımı kullanıyor olmak duruma göre büyük bir şans veya büyük bir talihsizlik oluyor. Ben her ikisini de yaşadım, bilgisayarımdaki tüm donanımlar ve renkli lazer yazıcım ve iş yeri ağındaki birkaç yazıcı ile hiçbir sorun yaşamadım her şeyi otomatik tanıdı sürücü yükleme vs. olayını unuttum gitti, bu gerçekten büyük rahatlık. Ama HP'nin Linux için sürücü üretmediği tarayıcı cihazı için kimsenin yapabileceği bir şey yoktu, onu da VirtualBox ile bir Windows kopyası kurarak çalıştırabildim.
Her neyse Kurumsal 2'den memnunum şimdilik, ancak konu kurumsal olunca şu aşamada konunun teknik tarafından ziyade sunum kısmı daha önemli.
Kurumsal 2 nasıl kurumsal olur? diye sormak lazım.
Evet, Kurumsal 2 çok başarılı ve kararlı bir Linux dağıtımı olsa bile bu tek başına kurumsal olarak tercih edilmesi için bir neden olamaz. Şu hep lafı geçen ama ne olduğu üzerine şimdiye kadar pek konuşulmayan (veya benim duymadığım) ekosistem olayı Kurumsal çözümler için hayati bir konu. Çözüm ortaklığı, göç ortaklığı ve kurumsal destek gibi yatırımlar bir kurumsal sürümü kurumsal yapacak şeylerdir diye düşünüyorum.
Bu sektörün içinde olmayan ve uzaktan takip eden birisi olarak Türkiye'de bu konuda yeterli iş gücü ve bilgi birikimi olduğunu sanıyorum ancak Linux ve özgür yazılım pazarı bugüne kadar hep çok küçük olduğu için bu konuda iş yapan firmalar da büyük sermayeli ve yaygın hizmet ağı bulunan firmalar değiller.
Böyle bir ortamda Pardus Kurumsal'ın hızlı bir patlama yaparak yaygın kullanıma kavuşmasını beklemek gerçekçi görünmüyor. Pardus belki de, sığ olan piyasadaki mevcut oyuncuların yanında Pardus için hizmet üretecek yeni firmaların doğmasını sağlayarak kendi ekosistemini kendisi oluşturacak. Bu kısa vadeli bir süreç olmayabilir ancak uzun vadede Pardus'a hem teknik hem ekonomik açıdan çok büyük bir rahatlık sağlayabilir.
Örneğin bugün için ütopik bir örnek şöyle olabilir: Bir bilişim çözümü şirketi kendi çözümlerini Pardus teknolojilerini kullanarak ama paketleri kendi ihtiyaçları doğrultusunda derleyip kendi bakımını yaptığı özel deposu üzerinden müşterilerine sunmak isteyebilir. Böyle bir çalışma artık Pardus olmayacaktır, kendi yaşam döngüsü ve geliştirme süreci içinde var olacaktır.
Yine de bu dal projenin geliştiricileri Pardus teknolojilerindeki hatalara yama üretecek, ihtiyaçları doğrultusunda geliştirmeler yapacak, bu dal projeden Pardus projesine teknoloji ve iş gücü katkısında da bulunacaktır. Tüm bunları da kendi ekonomik güçleri ile yapacaklar.
Buradaki çıkış noktası dallanmanın amacı ve ihtiyaçlar, yani yukarıdaki örnekteki gibi şirketin tam kontrolündeki bir dağıtım ihtiyacı ve üzerine eklemlenmiş özel bir ticari teknoloji amacının Pardus'a büyük geri dönüşler sağlayacağı açık.
Bugün için ayakları daha bir yere basan iyimser bir örnek ise destek firmalarının sayısının artmasını, hızlı büyümesini ve rekabetin artmasını sağlayacak büyük göç projelerinin hayata geçirilmesi olabilir. Büyük kelimesi geçince Türkiye'deki en büyük müşteri hala kamu kurumları olduğu için gözler doğal olarak hemen kamuya çevriliyor. Gerçekten de kamu kurumları ekosistem ve piyasanın patlamasını sağlayacak ölçüde büyük bir pazar, ancak konu kamu kurumları olunca hem büyük bir şans hem de şanssızlık ihtimali kendini gösteriyor çünkü doğal piyasa şartlarının tam olarak geçerli olmadığı bir alan orası.
Kamu idaresinin önümüzdeki yıllarda Pardus teknolojilerine göç için harekete geçeceğine dair en küçük bir beklenti bile bugün piyasayı zıplatmaya yetecektir. Harekete geçilmesi ise birkaç yıl içerisinde destek firmalarının kendi teknolojilerini Pardus üzerinde geliştiren ARGE şirketlerine dönüşmelerine ve 5 yıl içerisinde uluslararası pazara açılmalarına kadar varacak zincirleme bir etkiye yol açabilir. Birkaç yıl sonra taşra caddelerinde Pardus logosu giydirilmiş araçları içerisinde iyi giyimli kişiler görürseniz böyle bir senaryonun gerçekleştiğini anlayabilirsiniz.
Kötü senaryo ise, kamunun göç için bir irade göstermemesi sonucunda ancak bazı kurumların kendi iç çabaları ve bütçeleri ile münferit göç yatırımlarına kalkışmaları, oluşacak sığ bir pazar ve gelişemeyen destek firmaları olarak çizilebilir. Pardus logosunu sadece "Veryansın Teknoloji firması ile Pardus çözümleri" başlığı taşıyan internet reklamlarında görüyorsanız da böyle bir durumun gerçekleştiğini anlayabilirsiniz. :)
Bugüne gelirsek, (geçmiş 5 yılın tecrübesine de bakınca) kötü senaryoya yakın olduğumuzu hepimiz biliyoruz galiba, ancak kamu politikalarının seçimden seçime hatta akşamdan sabaha nasıl değişebileceğini de. Ne yani, projenin geleceği böyle bir ihtimale mi kalmış? diye düşünüyor olabilirsiniz. Böyle bir hareketin kendiliğinden ortaya çıkmasını kast etmiyorum sadece nasıl olacağı veya neler yapılırsa gerçekleşeceği konusunda bir fikrim yok, belki de bu konuda bir beyin fırtınası veya bir çalıştaya ihtiyaç vardır.
Bunlar benim kısıtlı bilgim ve konunu biraz kıyısında kalmış basit bir kullanıcı olarak düşüncelerim ve Kurumsal sürümler için gelecek vizyonum. Umarım yarın yapılacak tanıtımda proje yöneticisinin daha gerçekçi ve ikna edici bir gelecek vizyonu sunduğunu ve hedef analizi yaptığını basından okuruz.