İlk kurulduğunda nüfusu çok azdı, arada birkaç kişinin uğrayıp bir şeyler karaladığı bir postahanesi ve birkaç kitapçının olduğu, hemen hemen hiç kimsenin varlığından haberi olmadığı bir yerdi, çünkü çok uzaktı, ulaşım neredeyse imkansız. Orada zaman yavaşlamış gibi akardı, her şey sakin ve acelesi yokmuş gibi görünürdü. 70 ve 80'li yıllar böyle geçti.
Benim ilk defa uzaktan gördüğüm 1996 yılında artık ulaşım daha da kolaylaşmıştı, nüfusu epey artmış olsa da sükunetinden pek bir şey kaybetmemişti, ne de olsa hala nüfusunun ezici çoğunluğu akademik geçmişi veya geleceği olan kişilerdi. Zaten görmeme vesile olan kişi de bir doktordu.
Oraya ilk gidişim 1999 yılıydı. Üç yıl öncesine göre ne kadar hızlı büyümüş olduğunu görünce hayret ettim. O günlerde hala çok popüler bir yer olmasa da artık benim gibi sıradan insanlar da üç yıl öncesine göre daha rahat gidip gelebiliyordu. Belki de bu nedenle yavaş yavaş gazete ve televizyonlarda görünmeye başlamıştı, adı duyulmuş bir yer olmak üzereydi.
Garip bir çekiciliği vardı, her ne kadar dışarıdan bakıldığında soğuk ve yalnızlık duygusu veren bir havası olsa da oradaki insanlarla sınırsızca iletişime geçebilme düşüncesi bile farklı bir heyecana neden oluyordu, çünkü dünyanın her yerinden her kültür ve düşünceden insanla bir aradaydınız.
Aradan geçen 9 yılın sonunda bugün baktığımda artık dünyada adını duymamış neredeyse hiç kimsenin kalmadığını görüyorum, internet denilen bu yerde şu anda kaç milyar kişinin olduğunu bilmek imkansız. Artık o eski hantallığı ve sükuneti de yok haliyle, nereye baksanız yüz binlerce ürünün satıldığı her an binlerce kişinin gezdiği uçsuz bucaksız alışveriş merkezleri, dolup taşan bin bir çeşit eğlence mekanları, her köşe başında binlerce müşterisiyle banka şubeleri, akla hayale gelmedik her tür konunun özgürce tartışıldığı forum salonları, 365 gün 24 saat cıvıl cıvıl caddeler sokaklar, herkesin neredeyse kendi yayınladığı gazetesi, televizyonu ve radyosu, aklınıza gelebilecek her konu ile ilgili ürünleri anında size buluveren gogıllar, tüm bu yerlere anında ışınlanmanızı sağlayan fareler, klavyeler vs.vs.vs.
Aslında bunda şaşıracak bir şey yok çünkü insanoğlu hep yaptığı gibi yine hayallerinin ötesinde bir şey ortaya çıkardı, bu defa dünya içinde bir dünya kurdu. Ancak yine hep yaptığı gibi ortaya çıkardığı şeyi nasıl kontrol edeceğini ve oraya nasıl davranacağını bilmiyor.
Benim internete bakışım bu, Linux gezegenine düşen bir yazıya yaptığım yorumdan sonra bunu paylaşmak istedim.
Benim ilk defa uzaktan gördüğüm 1996 yılında artık ulaşım daha da kolaylaşmıştı, nüfusu epey artmış olsa da sükunetinden pek bir şey kaybetmemişti, ne de olsa hala nüfusunun ezici çoğunluğu akademik geçmişi veya geleceği olan kişilerdi. Zaten görmeme vesile olan kişi de bir doktordu.
Oraya ilk gidişim 1999 yılıydı. Üç yıl öncesine göre ne kadar hızlı büyümüş olduğunu görünce hayret ettim. O günlerde hala çok popüler bir yer olmasa da artık benim gibi sıradan insanlar da üç yıl öncesine göre daha rahat gidip gelebiliyordu. Belki de bu nedenle yavaş yavaş gazete ve televizyonlarda görünmeye başlamıştı, adı duyulmuş bir yer olmak üzereydi.
Garip bir çekiciliği vardı, her ne kadar dışarıdan bakıldığında soğuk ve yalnızlık duygusu veren bir havası olsa da oradaki insanlarla sınırsızca iletişime geçebilme düşüncesi bile farklı bir heyecana neden oluyordu, çünkü dünyanın her yerinden her kültür ve düşünceden insanla bir aradaydınız.
Aradan geçen 9 yılın sonunda bugün baktığımda artık dünyada adını duymamış neredeyse hiç kimsenin kalmadığını görüyorum, internet denilen bu yerde şu anda kaç milyar kişinin olduğunu bilmek imkansız. Artık o eski hantallığı ve sükuneti de yok haliyle, nereye baksanız yüz binlerce ürünün satıldığı her an binlerce kişinin gezdiği uçsuz bucaksız alışveriş merkezleri, dolup taşan bin bir çeşit eğlence mekanları, her köşe başında binlerce müşterisiyle banka şubeleri, akla hayale gelmedik her tür konunun özgürce tartışıldığı forum salonları, 365 gün 24 saat cıvıl cıvıl caddeler sokaklar, herkesin neredeyse kendi yayınladığı gazetesi, televizyonu ve radyosu, aklınıza gelebilecek her konu ile ilgili ürünleri anında size buluveren gogıllar, tüm bu yerlere anında ışınlanmanızı sağlayan fareler, klavyeler vs.vs.vs.
Aslında bunda şaşıracak bir şey yok çünkü insanoğlu hep yaptığı gibi yine hayallerinin ötesinde bir şey ortaya çıkardı, bu defa dünya içinde bir dünya kurdu. Ancak yine hep yaptığı gibi ortaya çıkardığı şeyi nasıl kontrol edeceğini ve oraya nasıl davranacağını bilmiyor.
Benim internete bakışım bu, Linux gezegenine düşen bir yazıya yaptığım yorumdan sonra bunu paylaşmak istedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder