6 Haziran 2010 Pazar

İnternet, Dünya ve Türkiye

Bu hafta yasa dışı Yutub örgütüne ait olduğu tespit edilen bazı ip adreslerinin fişlendiğini öğrendik, ancak bu adresler aynı zamanda masum Gogıl hizmetleri için de kullanılıyormuş. Yani Gogıl hizmeti için bu adreslere başvuran milyonlarca vatandaş cevap alamaz durumda. BTK'dan "aynı adresi kullanmasalarmış kardeşim" anlamında bir açıklama okuduk.

Geçtiğimiz yıllarda Dünya'ya alay konusu olduğumuz Yutub sansürünün (ve diğerlerinin) artık toplumsal baskı neticesinde yavaş yavaş çözülmeye başlayacağını düşünmekle ne kadar saf olduğumu bu hafta anladım. Türkiye'deki hak ve özgürlükleri kısıtlamaya çalışacak kişilerin istismarını kolaylaştırıcı, ellerine koz veren kanunlar çıkarılmış olması bir hataydı ve bu hatada ısrar etmek küçük düşürücüydü. Ama beni asıl üzen toplumsal taleplerin ve ihtiyaçların kanunlar olarak somutlaşması veya hataların düzeltilmesi sürecinin işlemiyor olması. Özetle ulusal yönetim erki gücünü nereden alıyor? sorusunun cevabını göğüsümüzü gere gere verememek acı verici.

Son 15 yılda neredeyse Moore Yasası hızıyla genişleyen, biraz anarşist yapıda bir iletişim devrimi ortaya çıktı. Dünyaya İnternet'ten bakınca hiçbir siyasi sınır göremiyorsunuz, devletsiz bir dünya arkaik bir düzen görünümü var. Bu ortamın gelişmesindeki en büyük hızlandırıcılar olan kapitalist çeteler yine köşe başlarını tutmuş olsa da isteyen kişi onların mahallesine uğramadan da İnternet'in nimetlerinden bir ölçüde faydalanabiliyor, bu gerçek hayatta böyle değil.

Bu haliyle İnternet, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan yapıları bir denizin dalgaları gibi yavaş yavaş aşındırıyor ve bu yapıların beslendiği tek yanlı bilgilenme ve sansürün temelini oyuyor. Bu durum doğal olarak totaliter rejimler açısından devletin varlığına bir saldırı olarak algılanıyor. Özgürlükçü yönetimler ise kurumsal yapıları güçlendirmek için bundan nasıl faydalanacağını araştırıyor.

Ancak Türkiye'nin bu durumu nasıl anladığını ben hala anlayabilmiş değilim. Daha çok ne yaptığını ve yapacağını bilmeyen sakar bir çocuk gibi davranıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder