Pardus geliştirici listesinde birkaç gündür yüksek tansiyonlu bir tartışma sürüyor. Başından beri takip ettiğim tartışma çeşitli siteler ve forumlarda da konu edilmeye başlandı ve Pardus'un bittiğine dair yorumları bile gördüm. :)
Benim gözümden olayın özeti şu;
Pardus çekirdek geliştiricileri projenin iç süreç yönetimlerindeki sorunları daha hızlı çözmek ve yönetmek için bazı özelliklere sahip bir yazılım arayışına girmiş ve JIRA yazılımını kullanmaya karar vermiş. (Bu ihtiyaç ve bu yazılım önceki yıllarda da tartışılmış ve özgür bir yazılım olmadığı için kullanılmamasına karar verilmiş.)
Geliştiricilerin bu yazılımı kullanmaya başlayacaklarını diğer katkıcı ve geliştiricilere posta listesi üzerinden bildirmeleri ile tartışma başladı. Bazı geliştiriciler özgür yazılım alternatifleri dururken kapalı bir yazılımın kullanılmasının etik olmadığını tekrar ifade etti.
Çekirdek ekip diğer alternatiflerin ihtiyaçları karşılamadığını ve Pardus 2011 sürecinde daha fazla zaman kaybedilmemesi istendiği için JIRA'dan bugün için vazgeçemeyeceklerini ileride özgür alternatiflere geçişin mümkün olduğunu söyledi.
Bazı geliştiriciler de kararın sadece çekirdek ekip içerisinde alınmış olmasını eleştirdi ve tartışma ikinci bir boyut kazanarak hararetlendi.
Sonuçta Doruk Fişek başta olmak üzere Pardus'a dışarıdan gönüllü destek veren diğer bazı katkıcılar artık geliştirici topluluğu ile birlikte hareket etmeyeceklerini listeden açıkladılar. Ancak tartışma sona ermiş değil, sadece herkes içini döktü ve tansiyonu biraz düştü.
Olanları şöyle yorumluyorum;
Gördüğüm kadarıyla Jira tartışması başka bir konuyu tekrar tetikledi. O da uzun yıllardır ara ara sürekli tartışılıp durulan bir konu ve çekirdek ekip ile gönüllü katkıcıların yönetim ve karar alma süreçleri konusundaki farklı düşünce veya davranışları merkezindeki bir tartışma.
Temeli eskilere dayanan ve hiç bitmeyen bu tartışma kapalı bir yazılımın kullanılacak olması kararı ile birleşince adeta bir patlama etkisi yapmış gibi görünüyor. Tartışmanın çıkış nedeni temelde özgür olmayan bir yazılımın kullanılacak olması olsa da tekrar alevlenen diğer konu da uzunca tartışıldı.
Jira'nın kullanılması kararını teknik olarak yorumlayacak ve doğru-yanlış değerlendirmesi yapacak durumda olmasam da korkarım bundan böyle Pardus, kapalı yazılım kullanma kararını hiç silinmeyecek bir doğum lekesi gibi taşımak zorunda kalacak ve her fırsatta yüzüne vurulacak.
Jira tartışması sayesinde tekrar alevlenen diğer konu ise bence çok daha önemli. Listeyi takip etmeye başladığım 2007 yılından bugüne pek çok katkıcının benzer konularda pek çok şikayetinin zaman zaman tartışıldığını gördüm ama bugün hala aynı konular bu şekilde gündeme geliyorsa dışarıdan bakan birisinin gözünden iki şey anlaşılıyor; ya geliştiriciler arasında iletişim sorunu var ya da bu kronik sorunlara hep semptomatik tedaviler uygulanıyor.
Peki ne olacak?
Kendi açımdan bakarsam sonuçta bir kullanıcıyım ve benim açımdan bir şey olacağı yok, 2011 sürümünün heyecanını şimdiden hissediyorum.
Özgür yazılım düşüncesini savunan birisi olarak da gönül verdiğim projenin böyle bir karar vermesi elbette içime sinmedi. Keşke elimden bir şey gelseydi.
Topluluk süreçlerine katkı veren bir gönüllü olarak, "Pardus geliştirme için özgür olmayan yazılımlar kullanıyor, çarmıha gerelim onu!" diyerek bu gelişmeyi fırsat bilenlere, bundan bende memnun değilim ve özgür yazılım alternatifini kullanmaya geçeceği günü iple çekiyorum ama ulusal çıkarlara hizmet etme amacındaki bir projenin amaçlarını gerçekleştirmesi için hepimizin desteğine ve katkısına ihtiyacı var, her şeye muhalif olabilirsiniz ama projenin amaçlarına muhalif olamazsınız demeye devam edeceğim.
Son olarak yaşananların kronikleşmiş tartışmaları artık bir sonuca bağlayacak uygulamalara vesile olması gerektiğini düşünüyorum. İletişim sorunuysa bir toplantı takvimi, semptomatik tedavi sorunuysa cerrahi müdahale (dedikleri gibi) benim iki kuruşum olsun.
Peki hiç keyifli bir şey yok mu? Elbette var, ilk çekirdek ekipten bazı isimleri listede tekrar görmek.
Sanırım sorunun en iyi özetini pardusun gelişimine çok emeği geçmiş Gürer Özen bloguna yazmış. linki: http://6kere9.com/blag/2010/07/11/75/
YanıtlaSil