15 Mayıs 2011 Pazar

Özgürlükiçin.com'da yeni dönem nasıl başladı ve neler yaşadık

2011 Nisan ayı ile birlikte Özgürlükiçin.com'da yeni bir dönem başladı biliyorsunuz, bunu önce Ali Işıngör'ün günlük yazısından ve sonrasında Pardus proje yöneticisi Erkan TEKMAN'ın 24 Mart tarihli günlük yazısından öğrenmiştik. Nisan ayı ile başlayan bu süreçte neler olup bittiği ile ilgili bir not düşülmesi için kısa bir özet geçmek istedim bugün.

Yukarıda bağlantısını verdiğim günlük yazılarını okumayanlar için özetlemek gerekirse Özgürlükiçin.com, Pardus'un topluluk ilişkilerini yönetmek amacıyla ve hizmet alımı yoluyla görevlendirdiği özel bir firma tarafından destekleniyordu. Bu firma e-derginin yayına hazırlanması, Ajans Pardus'un hazırlanması, CD Gönder hizmeti, sitedeki beyin ve tema aracının geliştirilmesi, tanıtım amaçlı seminer ve etkinliklerin düzenlenmesi gibi çeşitli faaliyetler yanında sitenin bakımı ve işletilmesiyle ilgileniyordu. Pardus, Nisan ayı itibariyle tüm bu faaliyetleri artık bir firma eliyle değil kendisi yapmaya karar verdi.

Ancak burada benim gözüme çarpan şey proje yöneticisinin "camia ilişkileri işini 2011 yılı Nisan ayından itibaren kendimiz yapmaya karar verdik." diyerek yukarıda saydığım faaliyetleri "camia ilişkileri" olarak tanımlaması veya "camia ilişkileri" içerisinde yukarıdaki faaliyetlerin kast edilmiyor olmasıydı. Hangisinin doğru olduğunu bilmiyorum ama camia ilişkileri ile topluluk faaliyetleri farklı şeylerdir.

Ancak bir şekilde bu ikisinin Nisan ayı öncesinde aynı kabul edildiği ve Nisan ayı sonrasında topluluk faaliyetlerinin camia ilişkileri içerisinde düşünülmediğini gördük.

Her neyse, proje yöneticisinin yazısından Pardus'un camia ilişkileri için "Camia Koordinatörü" (CK) ünvanlı iki kişiyi görevlendirdiğini de öğrendik. CK'lardan Koray LÖKER 25 Mart tarihli günlük yazısında üstlendiği sorumluluğu "Pardus’a yer ve önem veren, bir biçimde katkıda bulunan gönüllüler ve proje arasında bağlantı noktası oluşturmak." olarak özetledi.

Yani çalışma kapsamı sadece Öİ değildi, ancak "Bu deneyimin bir bölümü de, yıllardır projenin desteğiyle yürüyen Özgürlük İçin topluluğunun sürdürülebilirliğini sağlamak olacak." diyerek Öİ topluluk faaliyetlerinin sürdürülmesine de katkı vereceklerini belirtti. Bunun bir gereği olarak Öİ'deki Ajans Pardus'un 57.sayısı CK'lar tarafından hazırlandı ve belki de pek çok kullanıcı Öİ'de bir şeylerin değiştiğini ancak bu şekilde fark etti.

Ancak sadece kullanıcılar değil Öİ yöneticilerinin pek çoğu da yaşanan değişimi anlamakta zorlanıyordu, çünkü uzun yıllardır Öİ'nin nasıl işlediği konusu gündeme gelen bir konu olmamıştı, kısa bir dönem hariç. 2009 Sonunda Öİ için yapılan ihale sürecindeki aksama Öİ faaliyetlerini durma noktasına getirmişti, o günlerde yazdığım bir günlük yazısında bu durumu anlatmıştım ve sanki bu günlerin bir provası gibiydi. Hatta forumlarda Pardus projesinin sona erdiğine dair yorumlar bile okuduk o günlerde. Bu yorumların nedeni de Öİ ve Pardus arasındaki organik bağ ve Öİ'nin resmi destek sitesi olma ünvanıydı. Her neyse, o günler kısa sürede unutuldu ve Öİ pek tartışılmadı.

12 Nisan'da CK'lardan Koray LÖKER Öİ yöneticileri posta listesine gönderdiği bir mesaj ile yöneticileri bir IRC toplantısına çağırdı. Ancak neler olup bittiğini anlamakta zorlanan yöneticilerin sorularıyla tartışma uzadı gitti ve toplantı yapılamadı. Tartışmalara bakınca Öİ katkıcıları ile CK'ların birbirlerini anlama, anlatma ve ortadaki durumu çözümleme konusunda farklı bakış açılarını ve oluşan kaosu görebilirsiniz. CK'lar açısından herşeyin çok net göründüğü yöneticiler açısından ise öyle olmadığı ortaya çıktı.

Bunun nedeni Öİ'nin yıllar içerisinde oturttuğu yönetim organizasyonunun bel kemiği olan firmanın artık olmaması ve bu firmanın yerine geçeceği beklenen CK'ların gerçekte görevlerinin bu olmamasıydı. Yani Öİ'de ayakta duran bir yönetim organizasyonu yerine geriye bağımsız gönüllü yöneticiler kalabalığı (veya tenhalığı) kalmıştı. Öİ Adına insiyatif alacak kimse yoktu. CK'lar süreçleri destekliyordu ama görevleri Öİ adına insiyatif almak değildi.

Sonuç Öİ'nin yönetimsiz kalması ve süreçlerin aksaması oldu. Ben Pardus projesinin plansız hareket etmiş olmasının tüm bunlara neden olduğunu düşünüyorum. Yeni bir organizasyon kurulup süreçleri üzerine almasına zaman tanınmadan eski organizasyonu ortadan kaldırmak bir planlama olamaz.

Bu tartışma içerisinde Öİ'nin teknik altyapısı da gündeme geldi ve Pardus'un bu konuda bir görevlendirme yapmadığını şu mesaj'ın son paragrafı ile anladık. Yani Öİ sitesinin geliştirilmesi ve hata çözümleri şimdilik yapılmayacak demekti bu, kısaca kaderine terk edilmişti veya bu konu hiç düşünülmemişti bile. Bence bu çok önemli bir sorundu ve tekrar gündeme getirerek çözüm arayışını sürdürmek istedim, ancak çok üzerine düşülmediğini anladım.

Nasıl bir organizasyon kurarız nereden başlarız diye düşünmeye, tartışmaya devam ettiğimiz bir dönemde, 6 Mayıs'ta, Pardus'un Öİ için daha büyük bir değişiklik yaptığını listeye düşen yeni bir mesajla öğrendik. Koray bey "Öİ'yi Pardus'un sponsor olduğu bir portal olarak tanımlayıp, sponsorluk sürecini yapılandıracağız. 'Resmi forum/portal' ifadesi hiçbir yerde kullanılmayacak." diyerek Öİ'nin resmi Pardus destek sitesi ünvanının sona erdiğini duyurdu.

Yani artık bir X sitesi ile Öİ arasındaki tek fark Pardus'un Öİ'ye sponsor olması ancak bunun gerekçesi belli değil, yani Pardus neden X sitesine değil de Öİ'ye sponsor oluyor bilmiyoruz.

Yıllar önce bana Öİ'de forum yöneticiliği teklifi geldiğinde kabul etmemeyi görevden kaçmak olarak algılamıştım, bunun nedeni Öİ'nin resmi destek kanalı olmasıydı. Bu nedenim ortadan kalkınca 2 yıldan fazladır sürdürdüğüm forum yöneticiliği görevini de sürdürmeyeceğimi bildirdim.

Aynı mesajdaki "Öİ süreçlerine aktif olarak katılmayıp, sponsor olarak durmaya karar verdik" ifadesiyle artık Öİ süreçlerinin de tamamen gönüllülere devredildiğini öğrendik, tabii başka bir değişiklik yapılmazsa.

Evet gelişmeler böyle ve Öİ'nin bugünkü durumu şu; süreçleri işletecek bir yönetim organizasyonu bulunmayan bir topluluk ve teknik olarak bakımı ve geliştirilmesi yapılmayan Pardus sponsorluğundaki gayrı-resmi bir site.


9 yorum:

  1. Aslında şu an "gayrı-resmi" dediğiniz site aslında teknik açıdan tam resmi bir site oldu. Fakat gelin görün ki bunun hiç pozitif bir tarafı olmadı.

    YanıtlaSil
  2. insan yıllardır katkı verdiği, varolduğu günden bugüne gelişimini an be an takip ettiği sitenin sessizliğini görünce üzülüyor. dediğiniz gibi anlaşılan plansız bir geçiş sürecine geçilmiş. Ortada tam bir belirsizlik var ve ne kadar süreceği de belirsiz...

    YanıtlaSil
  3. Hamit Giray Nart15 Mayıs 2011 21:10

    Neden sessizliğe gömülüyor ki? Yöneticiler, anasayfayı düzenlemeye yetkili değiller mi? Seminerler ve sunumların yavaşlaması normaldir, ama forum ve derginin yavaşlaması neden? Profesyonel bir firma dümende olmadan koskoca Öİ, gönüllülerin üzerinde ayakta duramıyor mu yani?

    YanıtlaSil
  4. Hamit bey,

    Ali Erkan Bey bunu engelleyen şeyden bahsetmiş zaten. Sürecin köyü yönetildiğinden bu dediğiniz şeyler olamıyor.

    YanıtlaSil
  5. Hamit Giray Nart16 Mayıs 2011 08:32

    Olamıyor derken? Yönetim ve plansızlık tamam, ama birşeyler yapmaya çalıştığınızda engelleniyor musunuz?

    YanıtlaSil
  6. Sizin yaptığınız, "TÜBİTAK'lı bir ünvan yoksa ben bu işte yokum" demek?

    YanıtlaSil
  7. www.ozgurlukicin.com, TÜBİTAK/UEKAE'ye aittir.

    Hakkımızda sayfasında bu yazıyor. Ben hem Pardus'u hem de Özgürlükiçin'de bulunan yöneticilik görevimi fiilen uzun süre önce bıraktım. Ne projeye ne de yönetimine bir inancım kalmadı ve bunun ana sebeplerinden birisi 2009 yılında yaşanılan kopukluk ve bundan topluluğun haberdar edilmemesiydi.

    O dönemde topluluğun pek de umursanmadığını düşünmüştüm bir firmanın bağını çekmesi ve bunun karşısında toplulukta ki aktivitenin hemen sonlanması büyük bir hayal kırıklığıydı.

    TÜBİTAK bu ülkenin göz bebeği olan bir kurum. Geliştiriciler çok büyük işler yapıyorlar. Ne kuruma ne de onlara söyleyecek bir sözüm yok ama şu projeyi yöneten ekibin ciddi anlamda bir yerlerde yanlış yaptığını düşünüyorum. Bugün resmi olan siteyi resmi olmayacak diye duyuran bir yapı yarın sponsorluğu da keser. Tüm yapısını bunun üzerine oturtmuş bir topluluğun tepkisini almakla birlikte sorun yaşamak kaçınılmaz. Topluluk özgürlükiçin'den ayrılıp ayrı bir ekip kurarsa seve seve destek veririm(pardus kullanmasam dahi) ama özgürlükiçin sitesinin tübitak'a "ait" olduğu sürece kaos'un devam edeceğini düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  8. Üzücü, fakat beklenen bir durum. Sanırım 2 sene kadar önce buna benzer olayları beklememiz gerektiğini, bu projenin potansiyel bir gücü olduğunu ve ufak bir itme ile ciddi bir duruma geçebileceğini söylemiş ve bu olursa rakiplerin de karşı bir hamlede bulunmasının kaçınılmaz olacağını belirtmiştim. Tubitak tarafından ayrılan bütçenin arttırılması fitili ateşlemiş görünüyor. Yöneticilerin ufuksuzluğu ve cahilliği bu süreci sıklıkla sekteye uğratacaktır, (Camia dışındakileri kastettim) mümkünse de sona erdirecektir. Ülkenin bölünmüşlüğü ve düşmanlığı besleyen ortamı her işi olduğu gibi bunu da zorlaştırıyor. Çıkış için sadece bu konuda değil tüm konularda ülkeyi sarsacak bir yeniden yapılanma ihtiyacındayız ve şu an ufukta görünmüyor, bakalım zaman ne gösterir??

    YanıtlaSil
  9. Değerli arkadaşlar,
    ben üç beş yıldır PARDUS kullanıyorum ve bunu ALAMYAdaki çevreme gurula anlatıyorum. Öİ'nin bir kaosla sonuçlanan yapılanma girişimi beni çok üzdü. Tabiki ben PARDUS'u kullanmaya devam edeceğim ve her konuda destekleyeceğim. Ama bu sonunun en tez zamanda çözlmesi beni ve buradaki arkadaşları çok sevindirecek. Size güveniyoruz.
    Münih'den saygı ve sevgilerimle
    Mahmut

    YanıtlaSil